8-9-10 YAŞ DİN DERSLERİ
DİNİ EĞİTİM
Altı–Yedi yaşındaki çocuklar, çevrelerindeki insanların ihtiyaçları ve beklentileriyle, kendilerine biçilen role göre davranırlar. Çevrelerine karşı düşünceli ve özverilidirler. Mantıksal düşünmeyi ve empati kurmayı öğrenmeye başladıkları bu dönemde, ahlâkî kuralları gerekçeleriyle anlamaya başlarlar. Belirlenen kurallara ve düzene uyar, değiştirilmesine ve ihlal edilmesine karşı çıkarlar. Anne-babadan başka (öğretmen gibi) otoritelere hazır olurlar ve bu durum hoşlarına gider. Bu dönemde arkadaşlık ilşkileri gelişmiştir, anne-babadan ziyade yaşıtlarından örnek almak isterler. Ailenin onların arkadaş seçiminde iyi bir rehber olması beklenir. Eleştirilicekse şahıslar değil davranışlar olmalıdır.
Bu dönem çocukların “İBADET EĞİTİMİ” ne de başlayabilecekleri uygun bir zamandır.
6 Yaş çocuklukta oyun çocuğu dönemini sonu olan “OKUL ÇOCUĞU” döneminin başlangıcıdır.. Motor ve dil gelişimi öğretim programını takip edecek düzeye gelmiştir. Sportif faliyetlerde aktif ve dinamiktir.
Cinsel kimliği oluşmaya başladığı bu evrede anne ve babasına “Ben kimim” ,“Nerden geldim”, “Çocuk nasıl oluşur” gibi cinsel sorular sorabilir. Merak ve öğrenme güdüsünün doğal bir uzantısı olan bu sorular yadırganmadan olağan karşılanmalı ve çocuğa cinsel eğitim ne çok erken ne de çok geç olmamalı çocuğun gelişim düzeyine uygun olmayan bilgi sorun yaratabilir
MAHREMIYET ÖĞRETİLMELİDİR
Dürüst bir cinsel eğitim saptamak için çocuğa mahrem alanları öğretilmeli. Okul çağına yaklaşmış bir çocuk evde çıplak dolaşıyorsa bu çocuğa neyin mahrem olduğunu bilgi vermek olası olmaz. Ufak yaştan itibaren çocuğun giydiği kıyafete değin dikkat edilmeli, mahremiyet duygusu aşılanmalı, sınırları öğretilmelidir
***İTİKAT DERSLERİ***
32 FARZ
1-32 farz
Hiç şüphesiz Allah katında din İslâm'dır. (ALÎ iMRAN SURESİ 19)
Din insanları dünyada ve ahirette huzura ve mutluluğa kavşturacak olan ilâhi bir kanundur. Bizim dînimiz İslâm dînidir. İslâm dinini kabul etmiş kişiler Müslüman denir. Ve Rabbimizin razı olduğu tek din de en son gönderdiği İslâm dır.
Rabbimiz aynı Surenin 85 . ayetinde:
وَمَنْ يَبْتَغِ غَيْرَ الْاِسْلَامِ د۪ينًا فَلَنْ يُقْبَلَ مِنْهُۚ وَهُوَ فِي الْاٰخِرَةِ مِنَ الْخَاسِر۪ينَ
Kim Müslümanlıktan başka bir din arar, dilerse arayıp bulduğu din, asla makbule geçmez ve o, ahirette ziyana uğrayanlardandır.
.Diğer dinlerin bir kısmı da Rabbimiz tarafından o zamanın kavimlerin peygamberlerine vahyetmiştir( göndermiştir) lâkin, İslâm en son Peygamber olan Hz. Muhammed (sav) e gönderilen ilâhi kanunların en sonuncusudur. Ve tüm insanlara gönderilmiştir.
İlk Peygamber olan Adem (as) a.........
DAVUD (a.s)' a ZEBUR
MUSA (a.s)' a TEVRAT (Musevî'lere)
ÎSÂ (a.s))' a İNCİL (Hritiyan'lara)
Hz.MUHAMMED (S.A.V)' e KUR'AN-I KERİM (Müslüman'lara) indirilmiştir.
İSLÂM DÎNİNİN HÜKÜMLERİ ÜÇ KISIMDIR.
1- ÎMAN = İnanmak demektir.İmanın şartı altıdır.Bu altı şarta şüphesiz inanan Müslümandır.
2- AMEL = İnsanların yaptıkları işlere amel denir. Allah'ın (cc) katında makbul olan "SALİH AMELLER "dir
3- AHLÂK=İnsanların birbirlerine karşı davranışlarını düzenleyen hükümlerdir. En güzel ahlâk Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v) in ahlâkıdır. Rabbimiz O'nu bizlere örnek olarak göndermiştir.
İSLAM DÎNİNİN ÖZELLİKLERİ
1-İslâm son dindir. Hükümleri kıyamete kadar devam edecektir
2-İslâm Dîni bütün insanlara gönderilmiştir. İslâm geldikten sonra diğer dinler kalkmıştır.
3- İslâm Dininin hükümleri bütün insanların ihtiyaçlarını en güzel bir şekilde karşılar.
4- İslâm Dini, kendinden önce Allah (cc) tarafından gönderilen diğer
peygamberleri ve ilahi Kitapları tasdik eder.
5- İslâm Dîni kendinden önceki dinlerin hükümlerini yürürlükten kaldırmıştır. Artık o kitapların hükümleri ile amel edilmez. Rabbimizn emirlerini Farz dır. Yani her Müslüman ergenlik dönemine geldiğinden itibaren bu farzları yerine getirmek zorundadır
ÎMAN VE ESASLAR
.iMAN: Lugatta inanmak demektir. Dinimizde ise Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v) in Cebrail a.s vasıtası ile Allah (c.c) dan alıp ı hükümlere le de söylemektirrıkalpten inanıp bu inancı dil ile de söylemektir. İman 2 kısımdır..
1- icmali iman.
2- Tafsili iman.
İCMALİ İMAN: İman esaslarına kısaca inanmaktır. Kelime-i Şehadeti inanarak söylemek icmali iman için yetelidir. Fakat bir müslüman tafsili iman sahibi de olmak zorundadır.
TAFSİLİ İMAN: İman esaslarına ayrı, ayrı inanmaktır. Buna İMANIN ŞARTLARI denir. Toplam altı tanedir
İnsanlar iman bakımından üç kısımdır
MÜ'MİN: Kelime-i Şehadeti inanarak dili ile söyleyen ve kalbi ile tasdik eder.
MÜNAFIK: Kelime-i şehadeti dili ile söyleyen ama kalbi ile inanmayan kişilerdir.
KAFİR: Kalbi ile inanmayan, dili ile de inanmadığını söyleyen kişilerdir.
İman en kıymetli şeyimizdir.
Çünki insanı dünyada da ahirette de mutlu edecek olan sadece imandır. İman sahibi bireyler kendilerini hiçbir zaman yalnız hissetmezler. Kendilerini koruyan, gözeten bir Rabbinin varlığını bilir, O'na sığınır ve güvenir. Ettigi ibadetlerle Rabbine yaklaşır ve huzura erer. Cennet yurduna imansızların giermiyeceğini bildikleri için daha çok ibadet etmeye ve Allah (c.c ) nin rızasını kazanarak mutlu olurlar.
MÜ'MİN OLAN İNSANLARIN ÖZELLİKLERİ.
1-"Mü'min, bütün insanların emin olduğu kimsedir. Bütün müslümanların, onun dilinden ve elinden emin ve sâlim olduğu kimsedir."" H.Ş).
Tüm yaşantısı ile bizlere örnek olan Peygamberimiz (sav) de bu özellik tamamıyla mevcuttu. Bu güzel sıfatın O'nda dorukta olmasından dolayı kendisinden herkes "Muhammedül emîn" diye bahsediyordu.
2-"Mü'min ve müvahhid (olgun) bir müslüman her halde ve her zaman hayır üzerindedir." (H.Ş).(Camiu's Sagir Mü'minlerin vasıfları .6/9150)
İyi bir müslüman hayırlı işleri sever, kötülükten hiç hoşlanmaz. Fiilleri ve niyetleri daima hayırlı işlerdir.
3- "Hakiki mü'minkardeşlerine külfeti, zahmeti, eziyeti ve ihtiyacı az olan kimsedir." (H.Ş) (Camiu's Sagir 6/9153) İnsanlar her zaman birbirlerinin yardımına muhtaçtır. Fakatiyi mir mü'min kendi ihtiyaçlarını kendi temin etmeğe çalışır, gerekmedikçe kimseyi rahatsız etmek istemez. Başkalarının kendisine yardım etmesindense, kendisi başkalarına yardıma koşmayı tercih eder.
4-"Mü'min halk içinde Hak'la beraberdir." (H.Ş)
5- "Mü'min Mü'minin kardeşidir."(H:Ş)
6- Mü'min hatasını hemen tamir eder.
7- Mü'min şiddetli ve hiddetli değildir.
8- Görevini ihmal etmeden yapar.
9-Mü'minde yalan ve hıyanet bulunmaz
10- Aile efradı ile iyi geçinir.
11- Mü'min kardeşinin başına gelen musibet zamanında onu terk etmez.
12- Mü'minler eşittir.Üstünlük Allah'tan korkusu en çok olandadır.
13- Mümin kanaatkâr olur." Mü'minin vasıflarından biri de, onun çok kanaatkâr oluşu ve az bir şeyle doyuşudur." (H.Ş) (Camiu's Sagir 6/9139)
İMANIN MAKBUL OLUŞUNUN ŞARTLARI
Makbul bir imanda şu üç şartın olması lâzımdır.
1- Azab halinde imân makbul değildir. Önceden îman etmeyen bir insan, ölüm anında 'iman ederse kendisine bir faydası olmaz. Mûsa (a.s) ın ikazlarına kulak vermeyen Firavun denizde boğulurken îman etmiş fakat kendisinden bu îman kabul edilmemişti..........suresi
2- Mü'min dîni hükümlerden hiç birini inkâr edemez. Dinin bütün emirlerini kabul ettiği halde birini inkâr etse (örneğin namazı inkar etse) imanını kaybeder. Diğer hükümler içn de durum aynıdır.
1- Dîni hükümleri beğenmemezlik edemez. Dîni hükümlerden birini beğenmemek îmanın yok olmasına sebeptir.
İMANIN ŞARTLARI
ÎMAN CENNETİN ANAHTARIDIR
***ALLAHA İMAN***
Tüm canlı cansız varlıkları Allah c.c yaratmıştır. Rabbimizin seçtiği salih kulların haricinde biz O’nu bu dünya hayatında görebilmeye muktedir değiliz. İnsanların gözlerinin görebilme yeteneği sınırlıdır. Fakat sevgili Peygamberimiz her kesin öldükten sonra tekrar dirileceği zaman Rabbini açıkça görebileceğini müjdelemiştir. Bunun için dünya hayatımızda çok iyi işler yapmamız, ibadet etmemiz ve kimseye özellikle hayvanlara hiç kötülük yapmayıp kendimizi Rabbimize sevdirmemiz gerekir. Hiçbir şeyin kendi kendine yaratılması imkânsızdır. Biz Rabbimizi yarattığı diğer varlıkları görüp onları incelersek Rabbimizi bilir, ne kadar güçlü ve her şeyi yapmaya kadir olduğunu anlarız. Biz Rabbimizi bu dünyada göremesek de Onun bizi her an gördüğünü ve duyduğunu biliriz. Rabbimizin bizimle konuşmasını Kur’an okuyarak anlarız. Çünkü Rabbimiz bize söyleyecek olduğu her şeyi orada söylemiştir. İnsanlar nasıl sevdikleri ile mektuplaşır, mesaj gönderirse Rabbim de bizden istediği şeyleri Elçisi olan Peygamber Efendimiz s.a.v’ e En büyük Melek olan Cebrail a.s ile göndermiştir. Rasulullah Efendimiz de Rabbimizin kendisine gönderdiği bilgileri yazıcılara yazdırarak bize ulaştırmıştır. Yüce kitabımız Kur’an-ı Azimmüşan Rabbimizin bizimle konuşmasıdır. Bu sebeple bizler kur’an’a çok saygı gösterir, göğsümüzün üzerinde taşırız.
Biz Rabbimizi sıfatlarını ve İsimlerini öğrenerek anlarız.
Allah’ın Sıfatları. 6 tane Zâti sıfatları, 8 tane Sûbûtî sıfatları vardır.
Allah’ın Subutî Sıfatları
ALAH'A iman O'nun varlığına ve bir olduğuna kalben inanmakla olur.
O'na gönülden bağlanmak, görüyormuş gibi ibadet etmek gerekir. Çünki biz O'nu göremesek te O bizi her an görüyor. Bu dünya yaşantımızda var olan görme organımız bazı şeyleri görmeye yetenekli değildir. Mü'minler Allah'ı eğer bu dünyada imanın ve İslamın şartlarını kabul eder ve Rabbimizin bizden istediği ibadetlerini yapar, güzel ahlâklı olursa Ahirette O'nu apaçık görecektir.
(Yunus, 10/26)
“İyi ve güzel davranışlarda bulunanlara en güzel mükâfat yani cennet ile daha da fazlası (olarak Allah’ın cemalini görmek) var.”
Îmanı kuvvetli olan Mü'minler için Allah'ın varlığına ve birliğinin binlerce alâmeti vardır. Yerde, gökte, denizlerde Rabbimizin eserlerine bakarak, düşünür ve tefekkür ederek bunu anlarlar. Yaratılanlardaki tasarımı görerek ve anlayarak Yaratıcıyı idrak ederler.
Örneğin: Bir insanın vucudunu incelersek nasıl ölçülü bir dengede yaratıldığını hayretle görürüz
.BUNLARI VE DAHA BİNLERCE ŞEYİ YARATAN RABBİMİZİ DÜŞÜNELİM, ÇOK ÇOK ANALIM
BUNLARIN HER BİRİ BİR MUCİZE. BURAYA SIĞMAYAN DAHA NE MUCİZELER VAR
Vucudumuzun sihhatli ve sağlıklı yaşaması için hepsinin ayrı ayrı vazifesi olan bir çok organın nasıl düzenli bir işbirliği içinde çalıştığını düşünelim.
Ya gökyüzünde milyonlarca yıldır bir birlerine hiç çarpmadan yörüngelerinde dönen gezegenleri düşünelim.
Ağaçlar, çiçekler, böcekler, kuşlar, balıklar ve daha binlerce yaratılmış canlıların yaratıcısını idrak edebilmek sadece îman gücüyle mümkündür. İmansız bir insan olaya bu gözle bakamaz, evrenin sırları ona hiç birşey ifade edemez ve inkâr yolunu tercih eder.
İHLAS SURESİ.:
1-Ey Muhammed de ki ALLAH birdir.
2-Allah samed' dir.
3-Hiç bir şeye muhtaç değildir. Her şey ona muhtaçtır.
4-O ne doğurmuş ne de doğurulmuştur. Onun hiç bir dengi yoktur.
Biz Rabbimizi, sıfatlarını isimlerini(ESMA-ÜL HÜSNA ) bilerek ve yarattığı şeyleri görerek tanırız ve anlarız.
ESMAÜL HÜSNA (Güzel isimleri) VE ANLAMLARI
99 TANE DE ESMA-ÜL HÜSNA (Güzel isimleri) VARDIR.
Allah (C.C): Eşi benzeri olmayan, Tek ilah, isimlerin sultanı Er-Rahman: Tüm yaratılanlara merhamet eden Er-Rahim: Ahirette inananlara sonsuz ihsan, ikram ve lütufta bulunan El-Melik: Tüm evrenin sahibi, saltanatı ve mülkü sürekli olan El-Kuddüs: Tüm eksikliklerden uzak Es-Selam: Tüm tehlikelerden selamete çıkaran El-Mü'min: Koruyan, Güvenilen El-Müheymin: Her şeyi gören ve gözeten El-Aziz: Her şeyin galibi ve izzet sahibi olan El-Cebbar: Kudret sahibi olan
| El-Basıt: İstediğine bolluk veren El-Hafıd: Kafirleri alçaltan Er-Rafi: İnananları yükselten El-Mu'ız: Aziz kılan, dilediğini yücelten El-Müzil: Dilediğini değersiz kılan Es-Semi: Her şeyi duyan El-Basir: Her şeyi gören El-Hakem: Mutlak hakimiyete sahip olan El-Adl: Adil olan El-Latif: Kullarına değer veren
| El-Hakk: Hakkı gösteren El-Vekil: Tevekkül edenlerin işlerini yoluna koyan El-Kaviyy: Kudretli El-Metin: Güçlü olan El-Veliyy: İnananlara dost olan El-Hamid: Övgüye layık olan El-Muhsi: Tüm varlıkların sayısını bilen El-Mübdi: Yoktan var eden El-Muid: Öldüren ve sonrasında tekrar dirilten El-Hakem: Mutlak hakimiyete sahip olan |
El-Muhyi: Dirilten, can veren El-Mümit: Öldüren El-Hayy: Sonsuz hayata sahip olan El-Kayyum: Varlıkları ayakta tutan El-Vacid: istediğini her zaman bulan El-Macid: Şanı yüce olan El-Vahid: Eşi benzeri olmayan Es-Samed: Muhtaç olunan El-Kadir: Kudretli El-Mektedir: Her şeye gücü yeten
| El-Mukaddim: İstediğini yükselten El-Muahhir: Dilediğini geri bırakan El-Evvel: Ezeli El-Ahir: Ebedi El-Zahir: Varlığı açık olan El-Batın: Mahiyeti gizli olan El-Vali: Sahip olan El-Müteali: Yüce El-Berr: İyiliği bol olan Et-Tevvab: Günahları affeden
|
El-Mani: İstediği bir şeye mani olan Ed-Darr: istediğine zarar veren En-Nafi: istediğine fayda veren En-Nur: Alemi aydınlatan Al-Hadi: Hidayet sahibi El-Bedi: Benzersiz yaratan El-Baki: Ebedi El-Varis: Tüm her şeyin tek sahibi Er-Reşid: Yol gösteren Es-Sabur: Ceza vermek için acele etmeyen
|
El-Adl: Adil olan El-Latif: Kullarına değer veren El-Habir: Her şeyi bilen El-Halim: Ceza verirken acele etmeyen El-Azim: Yüce El-Gafur: Affedici olan Eş-Şekur: Az amelde bile çok sevap veren El-Aliyy: Yüce El-Kebir: Büyük olan El-Hafiz: Koruyan |
Et-Tevvab: Günahları affeden El-Müntekim: İntikam alan El-Afüvv: Affeden Er-Rauf: Merhametli olan Malik-ül Mülk: Tüm varlıkların sahibi ola Zül-Celali vel İkram: Celal sahibi El-Muksit: Adaletli olan El-Cami: Mahşer günü bir araya toplayan El-Ganiyy: Kimseye muhtaç olmayan El-Mugni: Müstağni
|
El-Mukit: Yaratılana rızkını veren El-Hasib: Hesaba alan El-Celil: Yüksek sıfatları olan El-Kerim: İkram eden Er-Rakib: Gören ve gözeten El-Mucib: Dualarını kabul eden El-Vasi: Rahmeti ve ilmi bol olan El-Hakim: Hikmetli El-Vedud: Kullarını seven El-Mecid: Şerefi yüksek olan
El-Halık: Yaratan El-Bari: Kusursuz ve eksiksiz yaratan El-Musavvir: Tüm varlıklara şekil veren El-Gaffar: Mağfireti bol olan El-Kahhar: Her şeye hakim olan El-Vehhab: Karşılıksız veren El-Rezzak: Rızık veren El-Fettah: Dardan kurtaran El-Alim: Her şeyi bilen ve göre El-Kabıd: Dilediğini darlık verme gücü olan
|
2-MELEKLERİNE İNANMAK:
Peygamber efendimiz s.a.v çocukları terbiye ederken meleklerin varlığından onlara bahsetmiştir.
“Oğulcuğum, abdestini tam ve güzelce al ki ömrün uzun olsun. Koruyucu melekler de seni sevsin ve korusun.” diye nasihat etmiştir. H.ş
Çocuk eğitiminde, içinde sevgi ve güven unsuru bulunan mesajlar çok etkili oldukları için sık, sık başvurulan bir yöntemdir. Bu özellikte olan bilgilerin çocuklar tarafından kabul görmesi bu yöntemin tercih edilme sebebidir. Sevgi, güven ve gerçek bir güce sığınmak tüm canlılarda olduğu gibi çocuklardada rahatlatıcı bir duygudur.Sevgi ve güven dygusu eğitimin en etkili unsurudur. Önemli olan “Gözetmen” tabirinin içine aldığ (Anne-Baba-Mürebbî-
ve Eğitmenler) in bu güveni çocuklara verebilmeleridir.
Rabbimiz sayısını ancak kendisini bildiği kadar melek yaratmıştır. Ancak çeşitli görevlerle yarattığı 4 büyük melek vardır. İsimleri ve görevleri şunlardır.
1-CEBRAİL a.s: Vahiy meleğidir. Rabbimizin emirlerini peygamberlere getirmekle vazifelidir.
2-AZRAİL a.s: Eceli gelen, kendisine Rabbimizin verdiği ömrü biten kişilerin ruhunu kabz etmekle (ölümünü gerçekleştiren) vazifelidir.
3-İSRAFİL a.s: Kıyamet kopacağı zaman sûra üfürerek bunutüm canlılara haber veremekle vazifelidir.
4- MİKAİL a.s: Tabiat olaylarını Rabbimizin dilediği şekilde düzenleyen melektir.
Bir de diğer görevleri yapan melekler vardır.
Mukarrabni melekleri. Allaha çok yakın olan melekler.
Hamele-i arş melekleri:Arşı taşıyan melekler.
Rıdvan, Zebani :Cennet ve Cehennem melekleri.
Kiramen katibi : Biri sağ omuzumuzd diğeri sol omuzumuzda durup amellerimizi yazan yazıcı melekler vardır. Yaptığımız iyi işleri ve ibadetlerimizi yazan melek sağda, isyanlarımızı ve kötüişlerimizi yazan ise sol yanımızdadır. Amel defterimize devamlı yaptıklarımızı kaydeden meleklerdir. Melekler yemez, içmez ve uyumazlar. İnsanlar ölünce bu defterler Rabbimize teslim edilir. Rabbimiz de iyi kullarını ödüllendirir kötü kullarını da cezalandırır
Hafaza (koruyucu) Melekleri: (İlgili Ayetler.)
1”-Muhakkak sizin üzerinizde koruyucu melekler vardır. Onlar (Allah katında) çok değerli kâtiplerdir. Bütün yaptıklarınızı bilirler” (İnfitâr, 82/10, 11, 12)2-“İnsanın önünde ve arkasında Allah'ın emriyle onu koruyan takipçiler (melekler) vardır.” (Ra’d, 13/11)3-“Yoksa onlar bizim, gizlediklerini ve fısıldaştıklarını işitmediğimizi mi sanıyorlar! Hayır! Doğrusu onların yanındaki elçi meleklerimiz her şeyi kaydediyorlar.” (Zuhruf, 43/80)4-“İnsan hiçbir söz söylemez ki onun yanında (yaptıklarını) gözetleyen (ve kaydeden) hazır bir melek bulunmasın. Herkes beraberinde bir sevk edici, bir de şahitlik edici (melek) ile gelir. Arkadaşı (melek), “İşte hep beraber olduğum şahıs burada” der. (Kaf, 50/18, 21, 23)
Çocukların dünyada ve ahirette mutlu olabilmelerinin tek yolu budur. Eğitmenlerin bu bilinçle eğitim ve öğretim vermeye çalışmaları boyun borçlarıdır ve bundan mutlaka sorulacaklardır.
Allah (c.c), peygamberlerine emirlerini Cebrail( a.s) vasıtasıyla göndermiş, onlarda kendi kavimlerine iletmişlerdir.
AHİRETE İNANMAK
Tüm güzelliklerle bezenmiş, rengarenk kuşlar, şırıl şırıl akan dereler, saraylar köşkler, güzel yemekler, insanın sevdiği her güzel şeyin bulunduğu ve Rabbimizin sevdiği kulları için yarattığı daha binlerce güzelliğin bulunduğu yer.
Biz de O Allahın sevdiği kullardan olabilmek için yarışalım. Günahlardan ve Rabbimizin yasakladığı şeylerden kaçalım ve ibadet edip Rabbimizi çok, çok hatırlayıp analım çocuklar.
6-KADERE İNANMAK, ÖLDÜKTEN SONRA DİRİLMEK HAKTIR
KADER: Bir Etkinlik.
Evimizdeki duvar takmini alıp bakalım çocuklar. Sayfalarına teker teker bakalım.
Bu gün 23.Aralık.2023 Cumartesi. Demek yeni yılın gelmesine 8 gün kalmış.
Takvimde 31. Aralık.2023 günü Yeni yıla girilecek yazıyor. Yani Yılbaşı yazıyor. Acaba 8 gün sora ne olacağını nasıl bildiler dersiniz.
Açıklama: Bu iş kendi kendine olamaz değil mi. Peki nasıl oluyor da bir ay sonra, 6 ay hangi gün olduğunu veya Bayram ne zaman oluyor anlıyabiliyoruz.
Çünkü bu takvimi hazırlayan insanlar var. Onlar bazı ölçümlerle bu özel günleri biliyorlar ve takvime yazıyorlar. Biz Onları yazanları görmüyoruz ve kim olduklarını bimiyoruz fakat yazdıklarını okuyarak hangi olay hangi güne rastlıyor öğreniyoruz. Yani bunu araştırıp öğrenenlerin söylediklerini okuyarak biz de öğreniyoruz.
Rabbim her şeyi kendi yarattığı için geçmişi ve gelecekte neler olacağını zaten biliyor. İnsanlar gibi kimseden sorup öğrenmesine muhtaç değil. O’nu sonsuz bilgisi ile bildiği ve bize bildirdiği veya sadece kendisinin bildiği şeylere “KADER” denir.
Kader de var olan olayların vakti geldiğinde olmasına ise KAZA denir.
ÖLDÜKTEN SONRA DİRİLMEK:
Bu konu çocuklara yukardaki örnekte olduğu gibi bir etkinlikle anlatılabilir. Bu konuda mevsimlerden yararlanılabilir. Sonbahar gelince ağaçların yapraklarını dökmesi, sararıp solmaları, kış gelince kupkuru dallar haline gelip tüm hayatıyetini kaybettiğine çocukların dikkati çekilerek kuruyan ağaca her gün su da versen düzelmediği gösterilie. Zamanı gelince nasıl canlandığı ilk bahardaki canlılık ,yeşeren yapraklar, dallardan sarkan olgun meyvalar hatırlatılarak yeniden dirilme olayı seviyelerine göre anlatılabilir.
Comments