top of page
946beyazorkide

(MESLEKİ FORMASYON)




A-DAVRANIŞLARIN OLUŞUMU  

Bireyin tutum ve davranışları genellikle onun şahsiyeti hakkında kabaca bir bilgi verir. Vardığımız yargı genelde bireyin hal ve hareketleri yani davranışlarına göre olmuştur. Ne var ki bu kanı her zaman isabetli olmayabilir. Onu gerçekten tanımamız zaman alabilir. Bunun için süreç içinde iyi bir gözlem yapmamız gerekebilir. Nice insanlar vardır ki çevrelerinde hissiz, duygusuz, acımasız tanınmıştır. Fakat çeşitli uyaranlar karşısındaki tutumları zamana bağlı olarak gözlemlendiğinde şaşırtıcı sonuçlar alınabilir. Objektif gözlemlerimiz sonucunda sergiledikleri sinirli, hırçın, duygusuz tepkilerinin altında sakladıkları merhametli, aşırı duygu yüklü, kırılgan kimliklerini fark edebiliriz.

Yahut kibar, nazik ve duygusal görünen gözyaşları altında kin ve öfke dolu, kibir ve intikam yüklü bir kimliğin uyuduğuna da şahit olabiliriz. Bu bakımdan şahıslar hakkında acele hüküm vermek bizi yanıltabilir. Öğretmen iyi bir gözlemci olup öğrencilerinin davranışları altındaki gizli dünyasını öğrenecek çareler üretebilmeli şayet gerekiyorsa psikolojik yardım alması için yol gösterici olabilmelidir. Aile ile iletişim içinde olmalı ve gerekirse onları uyarıp motıve etmelidir.

İyi ve kötü diye vasıflandırdığımız davranışların oluşumunda birçok tetikleyici ve önleyici faktör vardır.

DAVRANIŞLARIN OLUŞMASINDA ETKEN OLAN FAKTÖRLER.

1-Kİşilik (Kalıtım-Öğretim)

2-İnançlar, Değer Yargıları ve Tutumlar.

3-Motivasyon .(İstekler, ihtiyaçlar, ilgiler, alışkanlıklar ve Hedefler)

1-Kişilik. (Kalıtım-Öğretim). Davranışların oluşumunda kalıtım  (Ana-Babadan çocuğa aktarılan davranışlar)  kimlik oluşmasında etkili bir faktördür. Babasının veya annesinin yanında yetişmediği halde onların tavır ve davranışlarının hatta mimiklerinin çocuklarında görülmesi karşılaşılan şeylerdir.

2-İnançlar, Değer Yargıları ve Tutumlar.

3-Motivasyon. (İstekler, ihtiyaçlar, ilgiler, alışkanlıklar ve Hedefler)

Tutum ve davranışlar iki güçlü duygu olan “Haz ve Elem” dürtüleriyle oluşur. Canlılar kendilerine haz veren uyaranlara (Pozitif Kuvvetler) koşar, elem vericilerden “Negatif Kuvvetler” kaçar. Bu uyaranlarla kişide istek veya isteksizlik hali gerçekleşir. İşte canlıların bu iki nokta arasında davranışları oluşur ve hedefleri belirlenir. Örnek; Uykusu gelen bir kişinin hedefi uyumaktır. Davranışı da uyuyabileceği yere yöneltmektir. Yahut karanlıktan   korkan kişi aydınlığı bulmayı hedefler ve aydınlık olan yere gitme davranışında bulunur.

Kişiliğin oluşumunda tutum ve davranışları (bilinçli ya da bilinçsiz olarak) başlatan, hedefe yönelten etkenlere “Motiv” denir. Güdü etkeniyle oluşan sürece de“Güdülenme- Motivasyon” denir, canlıların çeşitli uyaranlar etkisiyle harekete geçmesidir. Lügat manası harekete geçirmek, faaliyete sevk etmektir.

Hedefler bireyi yönlendiren önemli bir etkendir. 

HEDEFİ TAYİN EDEBİLMEYİ TETİKLEYEN   ETKENLER.

a- Biyolojik Yeterlilik

b-* Kültürel Değerler

c- Kendine has Tecrübeler.

d- Sosyal Çevre.:

e- İlgiler.

f- Alışkanlıklar.

 a-*Biyolojik Yeterlilik. İnsanlarda bazı dış uyarılar yahut içten gelen dürtülerle harekete geçen isteklerin o doğrultudaki fiillere dönüşmesi için biyolojik yeterliğe ihtiyaç vardır. Bu yeterliliğe sahip olmayan kişilerin isteklerini tatmin edemedikleri zaman  o isteklerini başka etkinliklerle tatmin etmek isteyeceklerdir. Çünkü istekler ve arzular mutlaka tatmin edilmek ihtiyacındadır.  Örneğin doktor olmak isteyen fakat bunu biyolojik yahut zihinsel yetersizliği sebebiyle gerçekleştirememiş birinin sokak hayvanlarını tedavi etmek istemesi gibi.

 *b- Kültürel Değerler. Davranışların oluşmasında hedeflerin tayini önemli etkendir. Bu faktörde kültürel değerler devreye girer. Örneğin: Çocuklara küçük yaşlarından itibaren neyin iyi neyin kötü olduğunu kendi düşüncesine göre anlatan ebeveynler kendi kültürleri ile ilgili kavramları çocuğuna aktarır. Bu öğrendikleri kavramlar ilerde onların arzu, isteklerini etkiler.  

c- Kendine has Tecrübeler.* Bazen hedefler doğrultusunda oluşan davranışları etkileyen hatta tersine yönlendiren uyaranlar olabilir. Bu uyaranların sebep olacağı sapmalar gerçekleşebilir. Örneğin: Bulunduğu çevre koşulları ve kültürel etkenlerle dindar bir hayat yaşayan bireyler kendilerini kıran eleştirileri veya arkadaş yönlendirmeleri ile tamamen  aksi   istikamete yöneldikleri hatta tamamen inkarcı olabildikleri görülmüştür.

*d-Sosyal Çevre.: Meşhur bir Ata sözü olan “Üzüm üzüme baka baka kararır” ifadesi sosyal çevrenin insan üzerindeki etkisini çok güzel açıklamaktadır. Bu konuda ebeveynlerin çocuklarının arkadaş seçimlerinde rehber olmaları çok önemlidir.         

*e-İlgiler: Yönlendirme de çok etkili nedenlerden biridir. . Çünkü ilgilerde heyecan ve duygular söz konusu olup yönlenmede hâkim rol oynar. İlgiler, kalıtsal yolla nesilden nesile aktarıldığı gibi çevre faktörü ile de oluşabilir. Bu olgu yerinde kullanıldığında eğitim ve öğretimde kullanılan geçerli bir metot olabilir.

*f-Alışkanlıklar: Alışkanlıklar eğitim ve öğretim konusunda üzerinde çok durulan bir konudur. Çeşitli uyaranlar etkisi ile kazanılan alışkanlıklar ve buna bağlı olarak gelişen davranışlar zaman içinde çocuğun kimliği ile özdeşleşir ve uyaranlar ortadan kalksa bile alışılmış davranışlar kalıcı olur. Örneğin: Akşam yatağına yatan bir çocuk annesi ile dua etmeye alışmış ise uyaran pozisyonunda olan anne olmadığı zamanlarda da bu davranış çocukta devam eder.

 

0 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments

Rated 0 out of 5 stars.
No ratings yet

Add a rating
bottom of page